Sabahları kahve içmeden ayılamam diyenlerdenim. Ama bir süre sonra fark ettim ki, içtiğim şey kahveden çok kafeinmiş.
Kokusu yoktu, ruhu yoktu.
Zamanla o aceleyle içilen hazır kahveler yerini bir boşluğa bıraktı.
Bir gün, internette rastgele bir kahve demleme videosuna denk geldim. Adam sadece demlemiyor, adeta bir ritüel yapıyordu. O an “Ben ne yapıyorum?” dedim.
Ertesi sabah cezveyi çıkardım, çekirdek kahve aldım. Öğütmek bile bir huzurdu.
Su kaynarken gelen ses, o kokunun evin içine yayılışı…
Gerçekten kahve içmekmiş bu.
Artık kahve benim için sadece bir içecek değil;
güne başlama biçimi, kendime saygımın bir sembolü oldu.
Küçük görünen bu değişim, sabahlarımı, hatta günümü etkiledi.
Sessizliği dinleyerek başlayan sabahlar, çok daha güzel geçiyor.
Eğer sende de her şey rutine döndüyse, sadece bir fincan kahveyle çok şeyi değiştirebilirsin.