Bir sabah uyandım ve ilk iş olarak telefona baktım. Bildirimler, mesajlar, Instagram’da 6 yeni hikâye… Derken bir baktım 45 dakika geçmiş. Sence sadece ben mi böyleyim?
Son zamanlarda “ekran süresi” hayatımıza gizlice sızan bir gerçek. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de ortalama bir kişi günde 3 ila 5 saatini telefon ekranında geçiriyor. Ve bu sürenin çoğu, farkında bile olmadan geçiyor.
Peki Ne Yapıyoruz Bu Süre Boyunca?
Birkaç dakika bakıp çıkacağımız TikTok’ta, Reels’ta bir video izliyoruz… Sonra “şu neymiş” derken, algoritmanın bizi sardığı başka bir videodayız. Kendimize ayırmak istediğimiz zamanın çoğunu, aslında başkalarının hayatlarını izleyerek geçiriyoruz. Bu da yetmezmiş gibi, günün sonunda yorgun hissediyoruz.
Ekranı Kapatınca Ne Oluyor?
Dikkat süremiz kısalıyor, üretkenliğimiz düşüyor, hatta bazı şeylerden zevk alma süremiz bile azalabiliyor. Çünkü dopamin bombardımanına alışıyoruz. Bu farkındalığı yaşamak biraz geç oldu belki ama bir karar aldım: Her gün en az 1 saat ekranı bilinçli kapatacağım. Telefonu değil, ekranı. Çünkü ekran değilse bile dikkatimi çalan çok şey var.
Ekran Süresini Dengelemek Mümkün mü?
Kesinlikle mümkün. Ben bu işin çözümünü küçük alışkanlıklar oluşturmakta buldum. Mesela:
- Sabah kalkınca hemen telefona bakmamak,
- Uyumadan 30 dakika önce ekranı kapatmak,
- Bildirimleri sessize almak,
- Telefonda geçirdiğim zamanı ölçen uygulamalardan yararlanmak (Forest, One Sec gibi).
Bu sayede o ekran süresinin bir kısmını kendime, gelişimime veya sadece boş kalmaya ayırabildim.
Teknoloji hayatımızın içinde olacak, kaçış yok. Ama ekranın arkasındaki hayatı da kaçırmak istemiyorsan, bu alışkanlıklara bir göz atmanı tavsiye ederim. Kimi zaman ekranı kapatmak, aslında gözünü daha fazla açmak demek.